son yazılar

14 Kasım 2008 Cuma

CevherCan'ı Koç Üniversitesi'ne Davet Edelim mi?

Diyarbakır doğumlu olan Cevher CAN, müzik hayatına 1988 yılında Başlamıştır. Yaşamının her alanında müziği ön planda tutmuştur. Yıllarca emek verdiği müzik Hayatında kendisine ait birçok söz ve bestesi bulunmaktadır. Biriktirdiği bu bestelerini 2004 yılında bir albümde toplamaya karar vermiş ve ilk albümü olan “Hasretinle Yaşıyorum”, u müzik piyasasına sunmuştur. Özellikle doğu Bölgeleri ve Avrupa, ilk albümüyle birlikte Cevher Can’ı kabullenmiştir. Gördüğü ilgi karşısında üretkenliğini artıran ve besteleri çoğaltan Cevher Can ilk albümü ardından hemen ikinci albümü “Çaresiz Bir Aşka Düştüm”,ü hazırlamıştır. Bu iki albüme 5 tane klip çekmiş ve bu klipleri bir çok müzik kanalında yayınlanmıştır.

Özellikle Doğu Bölgelerinde verdiği konserlerinde geniş bir kitle toplayan Cevher Can, Avrupa’da da aynı ilgiyle karşılaşmaktadır. Halk konserlerinin yanı sıra aynı zamanda Türkiye’nin birçok yerinde Türkü Evleri’nde de sahne almaktadır. Cevher Can Mütevazı kişiliği ve efendiliği ile müzik piyasasında kendisini kabul ettirmiş ender sanatçılardandır.

* * *

Sessiz sedasız tanıdık O'nu. Hangimiz sevmedik ki? Evet, CehverCan içimizden biri. Tıpkı bir BerkeCan, UtkuCan ya da BatuCan.. Poşusunu eksik etmiyor boynunda, koynunda, tıpkı bizim gibi. Onu ilk "Hasretinle Yaşıyorum" ile tanıdınız. Benimki biraz daha eskiye dayanır aslında... Hatırlıyorum da o günleri, zor günlerdi benim için... Hayatın vurduğu her bi tokatla daha da dibe gömülüyor, bu bataklıktan kurtulmak için ne kadar cabalasam da başarıya gark olamıyordum. Fakat O'nun bende yarattıgı etkiyle bugünlere gelebildim, yazımın başında buradan kendisine sevgilerimi iletirim, O'nun açtıgı ve ışık tuttugu yolda ilerliyorum- teşekkürü bir borç, dostane bi tebrik bilirim...

2003'ün soğuk bi sonbahar Brüksel öğleden sonrasında, Mamma Mia'dan çıkıp soluğu metroda almıştım. Brüksel metrosu tıpkı İstanbul gibidir, metrosunun bi ucundan baktığınız zaman diğer ucunu görebilirsiniz. Yani metrosu ne Paris'e benzer, ne de New York'a. Brüksel Metrosunda da tıpkı İstanbulda oldugu gibi çalgıcılar-türkücüler vardır - ki genelde bizim gurbetçilerimizdir. Onları dinlemekten gerçekten çok zevk alırım. Ruhlarını parayı umursamaksızın katarak yaparlar işlerini... Diyarbakırlı CevherCan'ı da ilk burada tanıma ve dinleme fırsatı bulmuştum. Aslında bi tesadüf değildi bu tanışma ya da bu fırsat, ayrıcalık! Mamma Mia'yı izlerken arka sıradaki çift sürekli CehverCan diye birinden bahsediyordu. Kulak misafiri olmuştum; CehverCan'ın Brüksel Metrosu Vunderbah duragında çok ünlü ve neredeyse butun Brüksel'de geniş kitleler toplamış, hemen hemen bütün Brüksel Müzik Piyasasının artık kabullendiği bi sokak calgıcısı oldugunu anladım. 7 kişilik halay ekibiyle beraber oldukça ilgi görüyormuş kendisi Vunderbah civarlarında...

Koşar adımlar birbirini takip etti; Vunderbah civarlarını pek iyi bilmezdim o sıralar. Fakat iki sokak geçtikten sonra yolun karşısında bi kalabalıgın oldugunu farkettim. Anlamıştım. CevherCan Brüksel'i sallıyordu tek başına. Kalabalığı deyim yerindeyse yara yara geçtim O'na ulaşabilmek için. Ne Yazıktır ki, 5-6 metre gidebilmiştim o coskulu kalabalıgın arasında. O'nu duyamasam da hissedebiliyordum, o enerjiyi-elektriği alıyordum... Kalabalık sokağa taşmış olacakki on beş dakika sonra polisler geldi ve dağıttı kalabalığı. Yine gelirim diye içimden geçirip, bi gun sonrasında gene aynı yere geldim, fakat beni acı bi sürpriz bekliyordu. CevherCan artık yoktu... Uzaklara, memleketi Diyarbakır'a dönmüştü...

Gün oldu, devran döndü. CevherCan'la olan yolumuz daha dün Taksim D&R'da kesişti. Dile Kolay! Tam 5 sene geçmiş Cevheri dinlemeyeli. İstiklalde karanlık yagmurun altında çılgınlar gibi yürürken dergi satanların bagırışları arasında tanıdık bi ses duydum, evet! O'ydu. O'na tekrar kavuşabilmiştim. Yolumu değiştirip D&R'a girdim bi telaşla, Çaresiz Bir Aşka Düstüm ve CevherCan afişleri dört bi yanı kaplıyordu. Gözlerime inanamamıştım!

Albümü aldım, doya doya dinledim. İnanın o çizgisinden hiçbirşey kaybetmemiş. Üstüne kendi hayat tecrubesini, acılarını, mutluluklarını eklemiş hatta. Şimdi ilk albumunun siparişi verdim, stoklarda yok dediler, sabırsızlıkla bekliyorum. Albumde "Diyarbakır'dan geldim, Begenemedin mi?" şarkısı ilgimi çekti ilk başta, bu şarkının hikayesi de bir o kadar ilginç! Demet Akalın'ının "Diyarbakırdan mı Dagdan mı geldiniz?" Gafına oldukça içerlemiş CevherAbi, tepkisini yine müziğiyle sanatıyla göstermiş, ne kadar esaslı bir duruş değil mi sevgili dostlar?

İlk videosunu da bu şarkıya çekmiş, bir çok müzik kanalında da sevenler ilgiyle takip ediyor. Gerçekten çok başarılı bi klip olmuş. Şuradan izleyebilirsiniz tekrar o mukkemmeliyeti tadabilmek için...

Sizler de eminim, CevherAbi'yi en az benim kadar severek, ilgiyle takip ediyorsunuz. E madem ole CevherAbi'yi kampusumuze davet edelim. O da bizden biri değil mi? Poşularımızda O'nun imzasını - kokusunu taşımak istemez miyiz? İnanıyorum ki, bu blog üzerinden başlatılabilecek kampanya ile Öğrenci Konseyimize gerekli talebi yapar, O'nu hem bi mini konsere, hem de hoş bi söyleşiye davet ederiz. Arz ederiz... Kendisini tanımayanlar yoktur biliyorum, ama varsa da lütfen CevherCan'ın Resmi Web sitesini buradan ziyaret etsinler. Unutmadan! cevhercan 16:00 ile 22:00 saatleri arasında msn de. msn de yazışmak ve görüşmek için info@cevhercan.com adresini kişi listenize ekleyebilirsiniz. Ben ekledim vallaa... Doyamayanlar ve PoşuSeverler için geliyor: Ayrıca buradan Megadeth'e prodüksyon nasıl yapılır öğrenme amaçlı tavsiye ediyorum. Mustaine baba gör gör, zımbırtı senii!

0 comments: