En Uzun Gece 21 Aralık'ta olur bi kere!

Şu güzide okulumuzun kulüpleri bir alem, bazısı var harıl harıl çalışıyor, bazısı var yan gelip yatma modunda, ne yaptıkları ne işe yaradıkları belli değil. SinClub'un hakkını vermek lazım, son zamanlarda bir kıpırdanma içerisinde. Okuladaki ilk yıllarda kendilerinden bir hayli beklentim vardı. Çömezliği hafiften üstümden atıp okul ortamını tanıdıkça hayal kırıklığı yaşamaya başladım bu güzide kulubumuz hakkında. Önce Sevgi Gönül'ü gördük, beğendik. Mühendislik Oditoryumu da keza öyle. GS FB'nin falan avrupadaki maçlarını izledik. Ortam bir başka oluyor, maç izlediğini anlıyor insan. Gerçi şimdi Ultra HD Tvlerimiz valla Allahtan.. Neyse, oditoryumları geçtik, SOS B21 olsun, B08 olsun, bu amfilerde de geceleri kendi çapımızda sinema sölenleri(!) düzenledik, hal göyle olunca SinClub'a bakış açım daha bi değişti.
Acaba bu kulup film gösterim işleriyle uğraşmıyor da, daha çok kamera arkasında olmayı mı tercih ediyor diye düşünüyordum, fakat sağda solda pek kısa film'lerini falan da göremedim, ben de umudumu kesmeyi tercih ettim. Gel gelelim, son zamanlarda biraz hareketlenir oldu SinClub. Geçen sene de ilk kıvılcımlarını görmüştük, bu sene biraz daha yeşerdi bu kıvılcımlar.. Evet, kıvılcım yeşerebiliyor.. Sinema Kulubunden beklenen de bu, fazla bir şey değil. Su okulda bir sinema geleneği yaratması, sinemaseverleri biraraya getirebilmesi, bu adamları beraber aktivitelerde buluşturabilmesi. Bu da iki yolla olur genelde.. Ya film çekersin ya da gösterirsin. Göstermek şimdilik daha kolay. Dizi gösterimleri oluyor, her hafta sanıyorum. Dizileri takip etmediğim için katılmıyorum. Sinema Kulubunun dizi göstermesi biraz garip, fakat en azından her hafta programlı bir şekilde ilerlemesi, -eğer varsa katılımın olması gayet güzel, hele Koç Üniversitesi adına. Bulunduğumuz teknoojik imkanlar gereği bu dizilere ulaşmak oldukça basit, işin gıcık tarafı oldukça da kısalar, 20-40dk arası. Bu kadar kolay bulabileceğim ve oldukça dar vakte sığabilen bir şey için kalkıp akşam amfilere gitmek pek mantıklı ve ilgi çekici gelmiyor bana. Kişisel fikrim "neler olmalı"ya geçmeden önce SinClub'tan biraz daha bahsedelim... Elbette SinClub yan gelip yatan kuluplerden biri değil. Çok değil daha yılbaşından önce, Back to the Future serisi yaptılar arka arkaya. Müthiş, harikulade. Reklamlarını yapalım, bahanemiz olsun: Perşembe de "En uzun gece" olayını gerçekleştiriyorlar. Filmler, şu sırayla: 22.00 : Reservoir Dogs 00.00 : Pleasantville 02.15 : Spirited Away 04.30 : Forgetting Sarah Marshal Bu da link size.. Evet, SinClub'ı kutlamalıyım acilen, film seçimlerindeki başarıları yadsınamaz. Açık açık diyorum Koç insanı sinemadan an-la-maz. Müzikten anlamadığı gibi. SinClub bu konuda üzerine düşeni bir parça yapıyor, öğretici eğitici kaliteli filmler seçiyor. Fakat yaparken birşeyi unutyor. Film gösterimi yapayım derken katılımcısına işkence yapıyor. Tabi olayın maksadı, keyfi, eglencesi bu, butun gece goz açık dayanabilmek, dayanınki çekilişle MP3 player, dvdler, film afişleri kazanabilin. Ancak kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi birşey... Tam değil, evet katılıyorum. 3 Aylık çocuğa Adana Dürüm yedirmek mi desem acaba? Evet, evet. Alışıtıra alıştıra yapmalı SinClub bunu, Koç insanı buna hazır değil sanmıyorum.. Olayın iç yüzünü bilemiyorum, telif hakkı durumları olsun, bütçeleri olsun, dekanlıkla olan ilişkileri olsun.. Fakat okula geldiğim günden beri içim içimi yiyor, elimizde cillop gibi iki tane oditoryum olmasına rağmen kaderine terkedilmiş edebiyatı yapıyoruz bu ikisine. Tutup maç izleyebiliyoruz ama film izleyemiyoruz, gerçek sinema keyfine bu kadar yaklaşabilecekken üstelik. Öyle oldu böyle oldu, bu sene ilk kez belki de Sevgi Gönül'de sinema gösterimine şahit olduk. Hem de 35 mm kamerayla falan. Mis gibi, biletimizi falan da aldık, gittik izledik. Resmen Koç Üniversitesinde Sinema açtık, para kırdık. Fakat tadı damagımızda kaldı. SinClub bunu belli bir düzene koyamaz mı merak ediyorum, oditoryumu geçtik, en azından amfilerde yapalım şu işi... Odada falan herkes filmi indiriyor izliyor, eyvallah, ama bi yere kadar. Sinema denilen yerin heyecanı yok, olmuyor, olamaz da. Önünde bir dingil illa olmalı, koca kafalı. Dışarda PopCorn satan birileri olmalı. On dakka ara girmeli, gerinmeli, esnemeliyiz, sessiz sessiz milleti kesmeliyiz, yorum yapmalıyız yanımızdakiyle, önümüzdekiyle. Maksat bu, sinema keyfi bu! Her şey izlemek değil ki. SinClub bi internet sitesi kursa, her hafta anket yapsa o anketten cıkan filmi yayınlasa; Tematik çalışmalar yapsa, her hafta değişik bi atraksiyonla karşımıza gelse.. Bu hafta "Erotik Zombilerin Dünyamızı İstilası" temalı iki film, arka arkaya, tıpkı 70lerdeki gibi olsa. Hmm, sanki biraz ağır olacak bu... Ondan sonraki haftaya "İngiliz Komedisi" olsa mesela.. Ne bileyim, bu hafta "Fantastik" bi film gösterilse ya da.. Haftada iki gün, düzenli, programlı, oturmuş bi sistemi olsa gösterimlerin, Koç Sinema Kültürü oluşturulsa, gelenekselleşebilse.. Perşembe Halk Günü olsun ama lütfen.. Havalar biraz düzelsin, Odeon'umuza koyalım bi perde, CIT'den de rica edelim, Yazlık Sinemadan nasibini alamamış şu derbeder nesil "Yeşilçam" izleyiversin, anne babalarımızın flört ettikleri o yılları yaşayabilelim, yok ama nerde... Taş gibi oditoryumlar kaderine terkedilmiş.. Aylardır bi beklenen bi film vizyona mı girdi, İstinye'ye servis falan kaldıralım, grup indirimlerinden yararlanmaya çalışalım, ne bileyim, kapatlım sinemayı dolduralım, madem kendi okulumuzda yapamıyoruz.. SinClub, film izlettir arkadas bize, sinema ortamını yarat, lütfen.. editleme ihtiyacı: SinClub'ın iki adet kısa filmini buldum, hakikaten begendim, üstelik sözlük celebrity'si mortifera falan bile oynuyor, cok guzel lan =) Nah buradan izleyebilirsiniz..