son yazılar

29 Aralık 2008 Pazartesi

Lütfen bu seviyeli tartışmamıza "Çıkış"ta devam edelim.

Kanka üniversite Sabancı hakkında ek$i sozlukte söyle yazılmış:


içerisinde içmeyi bilmeyen parti yapmayı bilmeyen geniş bir güruhu barındıran üniversitedir. zira okulda 5. yılım ve her partiden sonra itinayla sebepsiz yere kavga eden bir grup barındırmıştır. bugün yılbaşı partisinden sonra olduğu üzere. bir erkeğin bir erkeğe kartopu attığını iddia ederek, oda basıp adam dövmeye yeltenen beyinsizlerin bir şekilde varolabildiği üniversite.

Evet, iki farklı yazardan, on saat arayla yazılmış iki entry. Sürekli kavga ediyorlar sanırım. Kafalarına esiyor, hepsi yurtlarından çıkıp ortalık çimenlik bir yerde buluşup bağırışıyorlar, meşale yakıyorlar, sapıtıyorlar. Kafalarına esiyor, ateş yakıyorlar birbirlerini kesiyorlar.. Ne kadar eğlenceli lan! Peki ya Koç? Birisi partide size gelse çarpsa, "Ayy bu benden kesin hoşlanıyooo!" triplerine girmez misiniz? Bu adamlar birbirine giriyor. Buz pateni yaparken yazıldığı kıza bile bile bodoslama dalıp çıkma teklifi eden ve başarılı olan binlerce Koç insanı tanıyorum. Okulumuza kar da yağdı, kardamadam yapma bahaneleriyle neler neler olacak. Hayat mı bu? Değil.

* * *
Gene sıkıcı bir psikoloji dersi, size de malum olacaktır ki herkes kendi aleminde. Dünyanın neredeyse en basit ve insan vucudu uzuvlarının en mükemmel kıvrımlarına sahip bölgelerinden türemiş bir bilim (kıvrımlı derken beyni (!) kastetmiştim). Alınmasın kimseler; Gauss'la Newton'la falan kanka olduktan sonra Freud'un her şeyi kıçından uydurdugunu anlamanız daha bir rahat oluyor. Identical ve Fraternal Twins'leri kobay kullanıp grafiklerini çizmekten kaç metre öteye gidebilmiş pisikalaji sorarım size? Neyse, hal böyle olunca, millet ne bu sıkıcı dersi dinliyor, ne de sınavını takıyor. Sınavların çoktan atmalı test oldugunun ve iptal edilme olasılıgının günlük hayatta identical ve fraternal twins'lerle karşılabilme olasılığıyla neredeyse aynı oldugunun da unutulmaması lazım. Yani kimse dinlemiyor seni kardeşim, inanmıyor senin gibi bilime. En öndeki mavi kazaklı gözlüklü arkadaştan başka dersi ve hocayı takan yok. Hoca da bunun farkında.. Artık derslere ilginç sorularla gelip en azından 3-5kişinin daha ilgisini kopartayım niyetinde. Hocamızın dönem başında konuyla alakalı izlettirdiği videolarının yarısının fake oldugunu ispat ettiğim günden bu yana video falan da göremiyoruz. Neymiş, iki tane identical ikiz varmış da, 55 sene birbirlerinden hiç haberleri olmamış da, sonra bu pisikalaglar bu iki ikizi tesadüfen keşfetmişler de (sinan çetin film gibi programıyla yapamadı bunu !)... Meğerse ikisi de Recep Tayyip Erdoğan'a oy atmış, seneler boyu Serdar Ortaç şarkılarıyla cosmus, sıkı birer Çarkıfelek izleyicisiymiş. Saç stillerininden köpek beslemelerine kadar her bir şeyleri aynımışmış. Kim inanır buna be! O dedikleri olay da Kemal Sunal'ın "İyi aile cocugu" filminden arak, biz zaten 30 kusur sene once ispatlamışız bunu, sen yeni bıdı bıdı ediyorsun. Zaten elektriği de Tesla buldu, Edison arakladı; Türkiye bor zengini de ABD izin vermiyor hem, petrol kuyularımızı kapattılar hep. Neyse kocuniversity.blogspot.com olarak gittik araştırdık ve video çekenlerin Mahsun Kırmızıgül'le alakalarını ortaya çıkardık. Evet fake bir senaryo, fake bir yonetmen... İkiz diye yutturdukları aynı insan aslında. Battal Gazili Cuneyt Arkın filmlerinde daha gerçekçilerini yaptık biz. Aradaki siyah şeridimizi bile taklit edememişler, montaj hepsi montaj.. Konumuz çok sağa sola sapmadan silkelenelim. Evet, hocamız ilginç sorularla eski günlerine dönmek istemiş belli, "eğer yargılanmayacagınızı ve yakalanmayacagınzı bilseniz hangi suçu işlerdiniz?" gibi bir soru sordu dersin başında. Sınıf ortamının klişelerinden "muzip erkekler" kendi aralarında bakışıp gülüştüler. Herkes uçkurunun derdinde, onlar da haklı. Allah ıslah etsin kendilerini. Birbirlerinden gaz alıyorlar bir de, hepsi yakışıklı playboy ve cmylmz'lar... Yok be yok! YOK! Koç insanın içindeki canavarı pisikalaji hocamız da çıkaramadı. Yok yapamıyorlar. Belki de o canavar hiç varolmadı. Bakın neler dediler: "Pigastro'dan bir tane peçete çalarım" (lan salak, o zaten beleş, niye çalıyon?) bunu duyan sivri zekalının teki biraz öz güven kazanmış olmalı ki, daha şeytani fikirlerini ortaya kusmaya başladı: "Ben Cevahir'e gider UGG bot araklarım" (evet biraz daha şeytani, kabul etmek lazım, fakat iki önündeki taş gibi hatunun ayaklarındakini araklamıyor, kıskançlık falan kesinlikle yok Koç insanında, gidiyor efendi gibi mağazada görüyor işini, saf lan bu!) en yaratıcı ve beni en deliye süren şeytani fikir ise "Bütün hocaların kıçına bir adet tekme atardım" olanıydı. Bunu söyleyen arkadaş söylerken pek bi neşeliydi, haliyle cuma akşamı sınavın iptal oluşunun sembollerinden biri olan -hiç sucu olmasa da- hocamız biraz duraksadı ve tedirginleşti. Gel de at der bi tavır takındı. -Sıkıyorsa...- hesabı. Haklı aslında. Şimdi her hocaya da tepik atılmaz hem. Atılacak var, atılmayacak var. Sonuçta şeytani fikir üreteyim derken logic hataların içinde kaybolmuş bir Koç insanına dönüştü kendisi ve Haftanın Rüküşü seçildi, yok.. Bu başkaydı.. Bazı klişe tiplerde mevcuttu. Bunları alıp "Milli Piyango/Sayısal çekilişi haberlerinde roportaj yapılan yurdum insanı" olarak oynatacaksın televizyonlarında. Yok banka soyarmış, yarısını eğitimine yarısını UNICEF'e bağışlarmış. Yok arkadaş Koç insanı azılı bir suç makina olamıyor, yapamıyoruz. Pisikalaji bilimi bunu da beceremedi. Koç insanı içerisinde bir canavar yaratamadı. Baktım herkes duygu insanı olmuş, ben de mecburen orada sus pus kaldım, sindirildim. Dilediğim vahşeti yapamaz oldum. Çok ilginç, aramızdan biri de çıkıp "Ben Adriana Lima'ya tecavuz etmek isterdim" demedi mesela. Bir tek ben mi "Serdar Ortaç'a suikast düzenlemek" istiyorum yoksa! "Koç Kulesine tek motorlu planorle çarpıp" yeni bir 9/11 vakası yaratmak hoş olmaz mıydı? "Odeon altına Gay Bar açıp gelecek nesillerin devamını ve okulumuzdaki hanımların mesut halet-i ruhiyelerini tehlike atmak" eğlenceli gelmiyor mu? Gay arkadaş burada size sesleniyorum! Bari siz çıkın ortaya hakkınızı arayın! Yok arkadaş bu okulda ne kimse kimsenin bogazını sıkıyor, ne arabasını ne de ayagındaki UGG botu kıskanıyor. Ne bir küslük, ne de masum bizans oyunları... Herkes kanka, herkes Mahmut Tuncer-Latif Doğan. Var mı şu okulda bir Nihat Doğan-Mahsun ikilisi? İki erkek confessku'da aynı kıza yazarken bile, "Önce sen, yok valla olmaz önce sen teklif et" diyebiliyor. Sen ülkücüsün, yok sen kominist zırvalıkları hele hiç yok, nasıl olsun boyle bir ortamda. Olmasın da zaten. Ama arada iki kız kavgası izlemeyi herkes az da olsa ister. En azından ben ve etrafımdakiler merakla bekliyor ve istiyoruz.. Kavga edelim lan azıcık, bu ne monoton hayat. Kafa atalım, attıralım. Tekme atalım, attıralım. Hayatı paylaşmak için...

0 comments: